Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne kadar farklı ürünlere ihtiyâcımız olsa da çok önemli bir gerç…

Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne kadar farklı ürünlere ihtiyâcımız olsa da çok önemli bir gerçekten haberdar değiliz. İhtiyâcımız olmayan şeylere olan ihtiyâcımız neden? Birbirimizin aldığını gereksiz kılan eleştiriler yapıyor, bâzen de ihtiyâcım yok diye düşünenleri tuhaf buluyoruz. Oysa ihtiyaç dediğimiz şeyler herkese göre farklılık arz eder. Kimine göre yaşlanma karşıtı krem, kimine göre indirime girmiş bir ütü, kimine göreyse bâzı marketlerde ancak promosyon zamânı daha düşük fiyatlara bulunabilen şemsiye bir ihtiyaç olabilir. Bizi asıl tüketici kılan, paradan önce zamânı tüketiyor olmamızdır. Çılgınca, hiç düşünmeden, umarsızca, hesapsız yapılan alışverişlerde gerçek sarfiyat, ziyan ve israf kolayca harcadığımız zamandır. Tüketim tüketerek başlar.
Alışveriş; ihtiyaçlarımızı gidermek için zaman ve para sınırlılıkları olan bir sarfiyat mecbûriyetidir. Güncel lisanla ise alışveriş içten gelen alma ve verme dürtüsüdür; dürtüsel ve dolayısıyla engellenmesi oldukça güç olan, ertelenmeye karşı dirençli, tüketimi hayâtın merkezine oturtan bir duygu coşmasıdır. Birbirimizi çaya dâvet ederdik, birlikte örgüler örerdik, sıkıldığımızda komşumuzun sıcak bir ıhlamurunu içmeye giderdik ama artıkkk… Artık birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Bir araya gelen dostlarımızla aldıklarımızı, kaça aldığımızı, daha ucuza nereden alabileceğimizi, nerede bulabileceğimizi, ilanları nerelerden gördüğümüzü konuşuyoruz. Alışveriş etmesek de, arkadaşımızla ne zaman alışveriş edebileceğimizin hayâli kuruluyor çayın yanına bisküvi tadında… Asla misâfir reddi olmayan bir kültürün insanları olarak, kocaman ve süslü sofralar kurmak için yine ve yeniden alışverişe çıkıyoruz, misâfirimiz için ve misâfiri reddederek...
Kim Bu Çılgın Dâvetkârlar?
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…
Tohum
**“… Bağışlayan bir Rabb(iniz var)."** **(Sebe, 15.)** Yüce Rabbimiz çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Sonsuz ve mükemme…